Bizim Hikayemiz
Ahşap sandalyenin hikâyesi aslında insanın hikâyesidir. Endüstrileşme ve otomasyon ne kadar ileri giderse gitsin makineler bu işi tek başlarına becerememiş, kökleri eski Mısır’a dayanan bu zanaatta başrol her zaman “insanın” olmuştur. Bizim hikâyemiz de iki insanın; marangoz Murat Yılmaz’la döşemeci Ercan Şenol’un, doğru yol arkadaşını bulmak için yıllarca bekledikten sonra birbirlerine rastlamalarıyla başlar. Yıl 2009’dur. Murat Yılmaz 38, Ercan Şenol 30 yaşındadır. 1971 doğumlu Murat Yılmaz, babasının “Okuyan ne oluyor ki?” demesiyle 12 yaşında marangoz atölyesinin yolunu tutmuştur. 1979 doğumlu Ercan Şenol’un ailesinin aynı soruyu sorması biraz daha uzun sürmüş, ama sonunda o da 14 yaşında aileye ait döşeme atölyesinde soluğu almıştır. Ahşap sandalye işinde kurumsallaşmak ve ayakta kalmak zor iştir. Her atölye, marangoz başına iki döşemecinin çalıştığı bir oda orkestrasıdır. Ustalar arasındaki en küçük uyumsuzluk, ya aynı gün atölyede, ya da birkaç gün sonra bir evde veya kafede, hoşnutsuz yüzler olarak hayata geri döner. Bu yüzden yeni bir atölyenin açılmasıyla kapanması arasında bazen sadece günler geçer. Uzun yıllar birbirlerinin varlığından habersiz olan kurucularımız Murat ve Ercan ustalar da bu durumu pek çok farklı atölyede görmüş; ustalık bulsalar iş ahlakına, iş ahlakı bulsalar çalışkanlığa hasret uzun yıllar geçirmişlerdir. Sonunda ikisinin yolları 2009 yılında Eyüp Modesa’da kesişir. Birbirlerinin deneyimlerinden etkilenen iki usta çok düşünmezler. 200 metrekarelik küçük bir atölyede, yanlarına iki de yol arkadaşı alarak kendi oda orkestralarını, yani Liya Sandalye’yi kurarlar. Bu arada lafı gelmişken söyleyelim, liya “sabırlı” demektir. 2009 ticaret için zor bir yıldır. Önceki yıl dünyanın diğer tarafında patlak veren devasa krizin etkileri, şimdi dünyanın bu tarafına sıçramıştır. Azalan yatırımlar piyasayı daraltır, pek çok atölye kepenk indirmek zorunda kalır. Liya Sandalye de krizden ve yeni kurulmuş olmanın verdiği imkânsızlıklardan nasibini alır, fakat yıkılmaz. Liya henüz kurulurken, aynı iyi bir sandalye gibi 4 sağlam ayağın üzerinde tasarlanmıştır.
Ustalık, iş ahlakı, yenilikçilik ve azim…
Gün olur maliyeti düşürmek için sığınaktan bozma bir atölyeye taşınılır, gün olur bir avuç bozuk para dolmuşa verebilmek için ortaklar arasında paylaşılır. Kurban Bayramı’nın 2. Günü kepenklerin kaldırıldığı da olur, işyeri açılışına 1 gün kalan müşteri için 40 berjerin tek gecede imal edildiği de. Yalnız asla ve asla “Daha ucuzdur,” diyerek kaçak kereste kullanılmaz, sadece ömrünü tamamlamış ağaçların devlet kontrolünde üretilen kerestesi tercih edilir. Anlayacağınız bizim ustalar, Liya Sandalye’ye duyulan güveni boş çıkarmamak için uzun süre pek çok şeyden feragat ederler. Sabır 2011 yılında ilk meyvesini verir, Liya markalı sandalyelerin ünü önce İstanbul sınırlarını, sonra Türkiye sınırlarını aşar. Almanya ve Fransa başta olmak üzere yurt dışına ilk ihracatlar Avrupa’ya yapılır. Daha sonra Afrika’da kralların saraylarına ve Ortadoğu’nun sembol turistik yatırımlarına da, yüzde yüz Türk malı olan Liya Sandalye’ler tercih edilecektir. İlk Liya mağazası 2014 yılında Modesa’da,ikincisi 2019 yılında Güneşli’de açılır. Böyle böyle, 4 kişiyle yola başlayan Liya Sandalye, 35 çalışana ve aylık 2000 adet üretim kapasitesine ulaşır. Bugün Liya Sandalye 5000 metrekare kapalı alanda hala ilk günkü heyecanıyla üretim yapıyor. Murat ustanın deyimiyle “Dünyanın en iyi 10 döşemecisinden biri” olan Ercan usta ve Ercan ustanın deyimiyle “Bir bakışta sandalyenin anatomisini çıkarabilen marangoz” Murat usta, bugün de talaşa ve kumaş tozuna bulanmış halde atölyelerinde çalışıyorlar. “Okuyamamış” iki ustanın elinde bir üniversiteye dönüşen Liya Sandalye, 2009 yılından bu yana sayısız çırağı ve kalfayı eğitip endüstriye kazandırdı. Ve bu iki sıra dışı usta, kendilerini överken firmanın büyüklüğünü ya da yaptıkları ihracatı değil, şunu anlatıyorlar.
“Bizde patron işçi ayrımı olmaz. Herkes aynı yemeği yer, herkes aynı çayı içer.”
Siz de bir gün Liya Sandalye’ye müşteri olarak ya da bu zanaata gönül veren biri olarak gelmek isterseniz, kumanyada lokmanızın, demlikte çayınızın hazır tutulduğunu bilmenizi isteriz.